this site the web

13 Aralık 2011 Salı

10. Bölüm



10.bölüm
Ben James'e şaşkınlıkla bakarken o konuşmaya başladı.
-Dün olanları duyduktan sonra senin içini bunu hazırladım . Bunun bir hata olduğunu biliyordum ve tekrarlanmaması için.
Elindeki Küçük şişeyi gösterdi ve:
-Bunu içmelisin.
Şişe çok küçüktü,içi tamamen doluydu. Kıpkırmızı bir sıvıyla.
-Bu nedir ?
-Benim kanım Rachel. Bir insan herhangi bir vampirin kanını içerse etki altına hiçbir şekilde alınamaz. Eğer onunla istemediğin şeyler yaşamak istemiyorsan bunu iç Rachel. 
-James....içemem.
-Ne yani onunla.....Lanet olsun Rachel. Ne demeye çalışıyorsun.Neden beni üzmekle bu kadar meşgulsun?!
-Hayır ben...Dedim ve biraz düşündükten sonra kararımı verip
-Ver şunu. Diyerek James'in elinden alıp şişedeki kanı içtim.
Suratımı ekşittim ve bir an kusacak gibi oldum.
-Yapma.O kdar da iğrenç değil. Dedi James..
-Senin için değil. Ben bir insanım. Dedim gülümseyerek.
Sonra birbirimize bakmaya başladık.
-James gerçekten özür dilerim...
-Tamam unut gitsin bu onun hatası.Seni affetmeden yaşayamam bu sonsuzluğu zaten . Dedi ve kahkaha attı
Sonra bana yaklaştı ve o sırada Drake içeri girdi.
Ve garip bir ses çıkardı
-Neden burdasın Drake? dedi James
-Canım sıkıldı ve yanınıza gelmek istedim ama sanırım siz bir şeylerle meşgulsunuz.Neyse Rachel'i ödünç alabilir miyim?
-Ben senin oyuncağın değilim beni kullanamazsın Drake. dedim
-Öylesin tatlım. Ee James ne diyorsun?
-Git diyorum Drake. Cehenneme git. Dedi ve Drake'i iterek odadan çıkardı. 
Drake kapının arkasından seslendi ;
-Görüşürüz Rachel!
-Sonunda Yalnız Kalmayı başardık.
-Sanırsam öyle dedim ve kendimi James'den biraz uzaklaştırdım.
Fakat o da bana doğru yaklaştı bu böyle giderse duvara toslayabilirdim.
James bana biraz yaklaştı ve nefesini yüzümde hissetim. 
-James.. Ben bunu yapamam.En azından şimdi değil..
-Ahh tanrım... James fısıltı şeklinde yakardı.
-Gitsem iyi olur dedim ve çabucak odadan kaçtım.
Drake'le olan deneyimimde hiç rahatsız olmamıştım ve bunun nedeni etki altında olmamdan dolayıydı -umarım öyledir-.
Şimdi yapmam gereken telefonumu bulup Pearl'e ulaşmaktı.
Oturma odasına geçtim. Koltukların yastıkların masaların altına kadar her yeri didik didik aradım ama telefonum yoktu.
Yukarı kata çıkıp odama girdim ve ta daa ! Telefon ve Drake . 
-Sanırım bunu arıyordun ?
Drake telefonu bana uzattı ama almak için elimi uzattığımda hemen geri çekti.
-Önce ben buldum . dedi ve güldü.
-Ama benim telefonumu buldun.
-Telefon'u avcıyı aramak için kullanacaksın. 
-Lanet olsun Drake artık beynimi kurcalamayı bıraksan diyorum ?
-Şu günlerde yaptığım en zevkli işlerden biri bu. Birde seni etki altına aldığım zaman yaptığımız şeyler. Ama ne yazık ki artık korunuyorsun.
Neyse eninde sonunda dayanamayıp bana dönersin nihayette seni etki altına alabilmem için...
-Evet benim bunu istemem gerekiyor ! diye çıkıştım.
-Doğru…
Pekala telefon falan istemiyorum sadece odamdan çık .
-Acaba etkim altında olmadan da benimle bir şeyler yapar mısın?
-Saçmalamayı kes ve çık odamdan!
-Senden güçlüyüm ben.Sana istediğimi yapabilirim ama kibarlık yapıp sana soruyorum.
-Bana istediğini yapamazsın! Tekrarlatma artık. Kendini ne sanıyorsun sen?
-Zor kız numarası ha. Neden James'in seni öpmesine izin vermedin?
-Ben-
-Ben söyliyeyim. Çünkü benim seni öpmemi istiyorsun. Onun öpmesini değil. Senin istediğin,sevdiğin James değil. Benim.
-Saçmalama artık. 
-Saçmalamıyorum tatlım deneyelim istersen.
-Git dedim git Drake! Yeter artık ne istiyorsun benden?
-Seni istiyorum.
-Yeter ama. Çok fazla oluyorsun.
-Bir vampirle konuştuğunun farkında değilsin heralde?
-Farkındayım. Git artık lütfen. Bugün hiç yaşanmadı tamam mı? Git.!
-Tamam ama bu son kibarlıktı bunu da bil tatlım.
-Keşke onunla hiç tanışmasaydım. Dedim sessizce.
Ama duymuş olamlı ki kapıyı kapatırken ;
-Bende seni seviyorum. Dedi ve gülerek çıktı.


Drake gitmişti ve tabii onunla bir telefonda. Umarım kimseyle konuşmaz yada mesajlaşmazdı .
Açıkça düşünürsem eğer o beni gerçekten seviyorsa... Hayır bunu düşünmem bile gerek çünkü aklım şu an tamamen giriş çıkışa açık durumda. 
Kendimi yatağın üstüne attım ve geri ayağa fırladım . Buffy ! Köpeğim neredeydi ? Tabii ki Pearl'de... 
Onu yanıma alıp almadığım unutacak kadar kafam dağınıktı.
Ne kadar düşüncesizim... Aman Tanrım ! Okul... Hepsi tek tek aklıma geliyordu. Normal bir hayat dururken ben burda iki vampirler evcilik oynuyordum ne kadar hoş ....
Drake'ten telefonu alamazsam Pearl'e asla ulaşamaz Buffy'yi yada okul kitaplarını ve defterlerini asla göremezdim. Çünkü Pearl'ün birdaki saldırı denemesinde benim için on ları yanında getireceğini düşünmüyordum.
Birden aklıma Pearl'ün kolundaki X geldi.
Bu bir işaretti ve bunu internetten araştıracaktım. İlk olarak laptopu'umu açtım ve hemen internete girip arama motoruna Kırmızı Avcı Sembolleri yazdım.
Doğaüstü şeylerle ilgili bilgi veren bir siteye girdim ve girer girmez resimli kaynaklarda Pearl'ün yarasının aynısını gördüm. Bu yara ne zaman bir avcı , özelliklerini kazanında büyük bir acı ile belirirmiş.
Zavallı Pearl.
Bu işareti alanlar artık vampirleri düşünce gücüyle bulabilir ve onların hızlı hareketlerini rahatça analiz edebilirlermiş.
Offlayarak bilgisayarımın kapağını çarparcasına kapattım.
Hayatım kısa bir süre içerisinde mahvolmuştu. Sevgilim ve bana takıntılı olan -takıntı az bile kalır- adam vampirdi.
Ve vampir avcısı olan bir arkadaşım vardı.
Normal olmam mümkün müydü?
HAYIR. ... Sonra James'ide düşündüm.
Acaba o hala Drake'ten hoslandıgımı düşünüyor muydu? Onu çok kırmıştım sanırım ve hep onu reddetmem onu daha kötü biri kılıyordu.
Hatalarımı tek tek düzeltmeye karar verdim ve James'in odasına gittim. James uyumuyordu. Boş boş karşıdaki pencereye bakıyordu.
-James! Dedim ve yanına gidip omzuna dokundum
-Evet...Dedi sessizce.
-Ben...Özür dilerim. Sorumsuzca davrandım.
-Çok özür diliyorsun Dedi 
-Dilemek zorundayım. Seni üzgün görmek istemiyorum.
Ve seni üzen kişi olmakta.
-Ciddi misin? Dedi ve şaşkınlıkla bana döndü. 
-Evet. Hiç olmadığım kadar. Ve şimdi yapacağım şeyde de ciddiyim. Dedim ve James'in dudağına küçük bir öpücük kondurdum.
Bunu yapan olmak çok garipti.
Ama sanırım bu onu biraz yatıştırırdı. Biraz sonra ona sarıldım ve ;
-Senden gerçekten çok hoşlanıyorum. Dedim Ve onun bir şey demesine fırsat vermeden -filmlerdeki gibi- odadan kaçıp çıktım.. Bu sorunu halletmiştim. Yarın okula giderken biraz erken çıkıp gizlice Pearl'e gidecektim hem onunla konuşup hem de kitaplarımı falan alacaktım.
Geriye Drake kalıyordu.
Çözülmez sorun.
Bu problemi nasıl çözebileceğimi bilebilmek için bir vampir kadar uzun bir ömrüm olmalıydı. Söz konusu kişi Drake'ti sonuçta.
Sanırım odasına gidip onunla konuşacaktım. Evet çok delice bir çözüm ama başka bir yol varmıydı yani ?
Tam Drake'in kapısının karşısında bir ayna vardı.Kendime bakınca ne kadar yıprandığımı fark ettim. Bu aralar kendime pek bakamamıştım…
Kapıyı tıklatmak için elimi kaldırdım ve öylece kaldım . Bunu yapmalımıydım ?
Çok geç. Drake kapıda olduğumu anlamıştı bile.
-Bu odaya girebilmek için kapıyı çalmana gerek yok sana her zaman açık Rachel.
Dedi ve kapıyı açtı. 
-Teşekkürler dedim gayet ciddi bir tavırla.
-Bu sürpriz ziyaretin nedenini öğrenmek çok ama çok istiyorum ... Dedi ve gözlerini benim üzerimde kitledi. Bu benim çok rahatsız olmama sebep olmuştu ne diyeceğim unuttum bile desem yeriydi.
-Bekliyorum...
-Sana bir soru sormak istedim .. Daha doğrusu buna bir teklif bile diyebiliriz..
Drake konuşmak için azını açtı ama bağırırcasına konuşarak sözünü kestim.
-Beni rahat bırakman için yapabileceğim birşey var mı ?
-Hiçbirşey. Sadece seni istiyorum o kadar .
-İstediğin şey bir oyuncak yada satın alacağın bir şey değil Drake .
-James'le nasıl gidiyor ?
-Ne kadar sinir bozucusun ... Her şey harika. Bu yüzden senin olmam zaten ya !
-James olmasa beni seçer miydin yani ?
Günün sorusu Drake'tendi...
-Hayır. Seçmezdim.
-Vay canına aşkınız çok büyük sizi kıskanıyorum. Dedi ve güldü ama bu sefer ki gülüşü birazcık daha değişikti. İçinde birşeyler gizliydi.
-Ben her zaman James'in elindekileri aldım Rachel.
-Bunu marifet sayıyorsan sana yazık Drake...
-Bundan o kadar çokda hoşlanmıyorum ama doğamda var işte. Eğer istersen benim olursun.
-Hayır...
Bu konuşma gittikçe anlamsızlaşıyordu. 
Drake'in her an yanımda bitmesinden korkuyordum.
-Ayakta Kaldın Rachel otursana.Daha söyleyeceğin birşeyler var gibi görünüyor...
Ayakta durduğumu yeni fark edip ne kadar kötü bir görüntü sergilediğimide yeni fark etmiş oldum.Gözlerimi etrafa çevirdim. Oda tamamen vintage bir tarzda düzenlenmişti. iki koltuk James'in yatağı büyük bir sofa vardı. Drake sofanın üzerinde oturuyordu bende ona en uzak olan küçük koltuğu seçtim.
Renk tonları siyah ve gri tonlarındaydı. James'in odasındanda büyüktü ayrıca.
-Evet seni bekliyorum Rachel ? Bu sefer biraz kibarlık yapıp zihnini kurcalamadım. Sende çabuk olsan iyi edersin çünkü ben çok meraklıyımdır.
-Hani artık kibarlık yoktu? dedim ellerimi birbirine bağlayıp dizlerime koyarak
-İstersen olmaz. Her an bitebilir tabiki. Bir hareketle. Bir sözle. İstersem seni alabilirim bırak James'i bunu sana bile sormadan yaparım.
-Sen...Sen çok bencil birisin.Kötüsün ve iğrençsin.
-Teşekkür ederim. Ama yakışıklıyım değil mi? Kabul et öyleyim. Benden hala hoşlanıyorsun.
-Hiçte hoşlanmıyorum.
-Yalan söyleyemiyorsun bile. Asıl sana yazık.
-Senden nefret ediyorum .
-Evet…Eminim. Dedi ve kahkaha attı.
-Benim peşimi bırak artık! Git vampir hastası sürtük kızlarınla yaşa!
-Onlar senin kadar çekici ve zor değil. Dedi ve gülümsedi
Ve bir anda onu önümde buldum eğilmişti ve saçlarımı okşuyordu.
Korkutucu ve ürkütücü bir tatlılığı vardı......
Neyse ne.
-Aklını okudum! Dedi ve güldü.
-Ne? Hayır ben onları düşünmedim..Lanet…
-Hala yalan söyleyemiyorsun. Bana tatlı dedin! Bunu James'e yetiştirmeliyim.


-Çocukluk yapma ve beni rahat bırak ! Off..
-Aramızda kalabilir merak etme .
-Bu odaya girmem bile bir hataydı.
Kalkmaya çalıştım ama beni tuttu. Çok yakındık ve rahatsız edici bir durumdu bu . ''Lütfen beni bırak. ''
Bunu sesli bir şekilde ona söyledim. ve Sonra kolarımda kelepçe gibi bağlanmış ellerininin gevşediğini ve beni istemeyerek bıraktığını gördüm.
Şaşkınlık ve Sevinci bir anda yaşadım ve koşarcasına odadan çıktım.
Kapıyı öyle sert kapatmıştım ki bu Drake'in bile ilgisi çekmişti.
-Inan bana o kapı ilerde lazım olacak.
-Ahh ! 
Odama koşar adımlarla gittim.
Bir çare bulmak gerekti.
Ya ben Drake'ten kurtulacaktım ya da ... Ya da bu evden gidecektim.
Buldum ! Aman tanrım ışınlamayı bulsam bu kadar sevinirdim heralde.
Bu evden tek başına ayrılamazdım ama James'le ayrılabilirdim.
Onun bu fikre benim için katlanacağını düşünüyordum. Kendime ya da bize bir ev bulmalıydım.
İnternetten biraz araştırdıktan sonra Ross Adındaki bir caddede bir apartman dairesi buldum ve her türlü kişiyi kabul ediyordu. İçi biraz eskiydi ama idare ederdi kirası çok makuldü. Ayrıca kendime en ucuzundan yeni bir cep telefonu ve hat almalıydım.
Saat gecenin 1'iydi.
Sanırım artık uyumalıydım.
Yarın Yeni bir sabah ve yeni planlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

W3C Validations

Cum sociis natoque penatibus et magnis dis parturient montes, nascetur ridiculus mus. Morbi dapibus dolor sit amet metus suscipit iaculis. Quisque at nulla eu elit adipiscing tempor.

Usage Policies