16.Bölüm

16.bölüm

Bu sanırım uyku bombasıydı ve arabanın camını kırıp arka koltuğa düşmüştü.

Ortama pembe bir buhar yaymıştı ve ben kendimden geçtiğimi hissetmeye başlamıştım.

Ta ki biri beni kollarına alıp arabadan uzaklaştırana kadar.

Beklediğimiz atak gerçekleşmişti…

****

Gözlerimi açtığımda her şey karanlıktı yüzümdeki maske yerdeydi. Mükemmel elbisem paramparça olmuştu…

Görebildiğim tek şey uzun büyük ağaçlardı.Kolumda böceklerin dolaştığını hissediyordum.

Bir ağaca dayanılmış şekilde bırakılmıştım ama kim tarafından ?

Eninde sonunda cevabı öğrenecektim.

Olduğum yerden kalmayı denedim ama gözlerim yarı kapalıydı zaten...

Hala o şeyin etkisinde uyuşmuş bir şekilde duruyordum orada.

Gözlerimi birazda olsa dünyaya açabilmek için başımı yavaşça kendini büyük bir inci tanesi gibi gösteren aya doğru kaldırdım. Dolunay…

Ay tüm güzelliğiyle parlıyordu.

Ağaçların güzel yeşillerini koyu yeşile çevirip aydınlatıyordu.

Güzel manzaraydı ama yanımda Drake olmasını tercih ederdim.Çünkü bu ortamda bile saçma esprileriyle beni güldürebilirdi.

Düşüncelere dalmışken biri önüme geçti ve ;

-Uyandın mı Rach?

Dikkatlice baktım ve James’in 32 dişini gördüm. Okulda dediği şeyler...

Sustum ve büyük bir acıyla ayağa kalktım.

-Benimle konuşmayacak mısın? Küsmüyüz? Ah tabi,seni bu mutlu günün sonunda sevgilinden aldığım için özür dilerim ama sana eşlik etmeyi çok istedim.

-Kapa çeneni James,sen hiçbir zaman bana eşlik edicek seviyeye ulaşamayacaksın.Zorlamanın anlamı yok.Dedim ve kendimi ağaca yasladım.

-Sana söylemiştim Rachel. Çok kötü şeyler olacak Dedim ve sen beni aldırmadan sevgilinle birlikte okuldan çıktın. Hiçbir şey demeden...Ardına bakmadan gittin. Ne derler bilirsin. Düşmanına asla arkanı dönme.

-Diyecek hiçbir şey yok! Drake'i seviyorum ve senden de korkmuyorum bana hiçbir şey yapamazsın James!

-Öyle mi dersin? Ormandayız Rach. İkimiz. Yalnız. Düşün bakalım sana bir şey yaparsam kim görecek? Dedi ve ağacın etrafında yavaşça dolanmaya başladı.

-Bana bir şey yapmazsın...Bana aşıksın. Yani,öyle söyledin.

-Sana aşık olduğum doğru. Ama sana ne yapıp ne yapmayacağıma daha karar veremedim tatlım. Sende bana az çektirmedin doğrusu.

-Drake nerede?

-Bilmiyorum. Seni arıyordur herhalde. Ah siz umutsuz aşıklar…

-Senden....Senden nefret ediyorum James!

-Aslında ben aradığımı çoktan buldum dostum. Bu Drake’in sesiydi! Kahramanım gelmişti desenize…

Hem sevindim hemde üzüldüm.

Bu kavga demekti.

Bu arada bir ayrıntı daha… Pearl'de Drake'in yanındaydı ayrıca Drake'de Pearl'ü boynundan sıkı sıkı tutuyordu.

Bu ne demekti şimdi ?

İşte cevap:

-Ohh, Drake ortağımı bulmuşsun. Ama artık o benim için çok önemli değil.

-Öyle mi dersin ? Ama şu an seni öldür desem öldürebilir.

-Evet, ayrıca bende Rachel'ı öldürebilirim. Ahh bu arada Rachel vampirliğin ilk günleri çok hoş geçer. Drake sana anlattı mı ?

-Tanrım ! Sen benim onun kanını içtiğimi nereden biliyorsun?

-İşbirlikçim bana çok yardımcı oluyor. Onda cadı işi şeyler var ve bu sayede evinizi güncel olarak takip ediyorum Rachel...

-Pearl? Bunu yapmadın değil mi ? Sesim titreyerek çıkmıştı.

-Üzgünüm Rachel. Üzgünüm.

-Evet kesinlikle üzgünsündür. En yakın arkadaşına-

-Burada sohbet etmiyoruz kızlar. Ne olacaksa olsun.Dedi James bana bakarak.

Drake Pearl'ün boynunu tutmaya devam ederek James'e yaklaştı ve ;

-Rachel'ı bırak bence. Senin yapacaklarından daha kötü şeyler yapabilirim Dostum.

-Dostum mu? Drake,Drake,Drake.... Sevgilin benim elimdeyken ne yapacaksın?

-Sen düşün artık. dedi Drake ve yüzünü bana döndü.

Bir şeyler yapıyordu...

Beynimde başkasının söyledikleri dolanıyordu sanırım.Drake'in...

Bana doğru koş.Çok hızlı bir şekilde. Çok hızlı…Çabuk!

Bunu yapabilir miydim?

Bilmiyordum ama başka çarem yoktu.

Yapabildiğimin en hızlısıyla Drake'e doğru koşmaya başladım.

Fakat James beni belimden yakaladı ve sıkıca kavradı .

Her şey film şeridi gibi görünüyordu.Belki bugün biri ölecekti. Belki de ölen ben olacaktım. Kim bilir ?