this site the web

11 Ocak 2012 Çarşamba

12.Bölüm



Rachel

Buradan ayrılmanın sevinci -drake tarafından öpülmenin hüzünü- ile sırt çantama evdeki bir kaç parça eşyamı toplamaya başlamıştım.
İnsan bir yerden ayrılırken genelde üzülür ama ben hiç üzülmüyorum çünkü bu evde Drake gibi biri var.
Yeni Telefonumu Almak için evden ayrılacaktım sonrada hatırladığım tek arkadaşımın -Pearl dışında- numarasını çevirip okulla ilgili son konuları ve ödevleri öğrenecektim. Üzerimdekileri dışarı çıkmaya uygun buldum ve saçımı düzeltip dışarı çıktım
Tanrım Taksi gerekti.
Son paramı Taksiye harcamıştım ayrıca hala bir işim yoktu kendime kafe gibi bir yerde iş bulmalıydım.
Taksici adamın "yine mi sen" diye fısıldadığını duydum.
Ben ondan oda bende sıkılmıştı belki Taksinin içini ilk defa incelemiştim. Zenci olan şöförü artık ezberlemiştim.
Arabanın ön tarafında Büyük bir zar şeklinde süs vardı. Soluma bakınca arabanın koltuğunu gördüm. Koltuğun üstündede bir gazete vardı.
Dünün gazetesi.
İş ilanlarını açıp kendime göre birşeyler aramaya başladımMc Donalds için eleman aranıyor. Hayır asla. Benim bulacağım iş yarım günlük olmalı okuldan çıkınca hem orada derslerimi halledip hem de çalışmalıydım.
Gözümü diğer ilanlara yönelttim ve tam benlik bir iş gördüm!
Hayvan bakıcılığı. Hem kolay bir işti.
Akşam çalışan bir kadının kedisini bakacaktım ve resimdeki kedi çok tatlı görünüyordu.
Sonra numarayı aldım ve hemen aradım.
-Alo? Diye uykulu bir ses geldi.
-Merhaba ben gazetedeki ilan için aramıştım rahatsız ettiysem özür dilerim.
-Tamam, önemli değil.
-Şey... Acaba konuşabilir miyiz? İş hakkında.
-Tabi ki Dedi ve kadın bana evinin adresini verdi.
İş bulmak hiç zor olmamıştı benim için! Kolay bir iş hemde!
Kadınla yarın konuşacaktım okuldan geldiğimde direk kadının evine gidecektim ve oradan da eski evimdeki eşyalarımı toplayıp James ile birlikte yeni evimize gidecektik.
Sonra vazgeçtim. Kadının evine gidip bir an önce işe başlamalıydım çünkü ev için de masraf yapacaktım.
Taksiciye aynı adresi verdim ve beni oraya götürmesini söyledim.

Kadının evine gitmiştim ve beni çok sıcak karşılamıştı. -ayrıca Bayan Ekşi Surat yani Marie gibi bana vampir şakasıda yapmamıştı-.
Kediyi almıştım. Bu iş benim için biçilmiş kaftandı tek sorun umarım Buffy'le kedi anlaşırdı. Kedinin adı Angelic’miş.
Kedi pamuk gibi yumuşaktı ve durmadan mırlıyordu buda beni rahatlatıyordu.
Sonra kadına gitmem gerektiğini söyleyip çıktım ve az bir süre sonra telefoncuya geldim ve kendime en külüstüründen bir telefon aldım ve bu bana 50 dolara maal oldu. Hat olayınında halletim ve son paramı Gidip bir Marketten Makarna ve Sebze alarak harcadım.
Sonrada Benim Eski evim, James'in evi, Artık Drake'in evi olan eve gittim. Taksici içinde biraz para ayırmıştım tabii. Umarım ne ben bir daha onun yüzünü görürdüm ne de o benim.
-Biraz daha bir yerlere gitsek beni özel şöförün olarak tuttuğunu zannetecektim Dedi taksici adam. Gülümseyip taksiden indim ve eve yöneldim.James salonda elinde birkaç kutu ve valizle bekliyordu.
-Artık gitmeye hazırız. Dedi James ve dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu bu demektiki Drake çenesini kapalı tutmuştu. İnanılmaz ama gerçek.
Tam kapıyı açıp çıkarken Drake'in sesi yükseldi:
"Görüşürüz çocuklar ben sadece bu kadar duygusallığa katlanamadığım için vedalaşmadım. Rachel biliyor musun her vedalaşmanın ardında bir kavuşma yatar…
-Çok şiirsel konuştun ama hoşçakal Drake Dedim ve kapıyı James'ten önce kendi ellerimle çarparak kapattım.
-Ahh Rachel bu ikinci yüzüme bir kapı kapatışın.
James'in arabasına binip yeni evimize gittik.
Arabadan indiğimizde James şaşkınlıkla;
-Burası mı? Dedi.
-Şimdilik. Dedim ve gülümsedim sonra eve çıktık ve ben elimdeki anahtarla kapıyı açtım.James ile birlikte eşyaları taşıdık ve üstü kapalı olan koltuğa oturduk.
-Eşyalarının içinde olduğunu bilmiyordum. Dedim .
-İdare eder. Bana söyleseydin senin için en güzel evi bulurdum.
-Gerek yok. Drake’siz bir ev beni mutlu etmeye yetiyor Dedim ve gülümsedim.
Sonra evdeki odaları dolaştık Zaten 3 odası vardı
Salon'u, Yatak odası ,Ve sanırım diğeri de çocuk odasıydı çünkü oyuncaklar,bebekli duvar süsleri vardı.
Elimdeki kıyafet valizini yatağın üstüne koydum ve tek tek dolaba yerleştirmeye başladım. O sırada James'te yanıma geldi.
-Niye hemen iş çıkarıyorsun kendine?
-Ben oturarak duramam kusura bakma. Siz vampirler çok tembelleşmişsiniz Dedim ve güldüm.
-Cidden. Otur ve dinlen biraz. Sonra beraber yaparız.
-Beraber mi? İşlerimi tek başıma yaparım her zaman
-Bu sefer beraber yaparız.
-James. Yardımına ihtiyacım yok.
-Bana okulda çok kötü davrandın Rach.
-Okul işte bak okul!
-Ama kapı kilitliydi.
-Ama insanlar farkedebilirdi.
-Bana sevgilim bile demiyorsun Rach. Seni öpemiyorum bile.
-James ben bundan pek hoşlanmıyorum.
-Bunu drake yaptığında öyle demiyorsun ama. Sizi orda gördüğümde Drake seni öpecekti.
-Etki altındaydım!
Sonra düşündüm ve Drake'in bugü beni öptüğünü söylersem her şey daha kötü olabilirdi.
-Tamam, Seni üzmek istemiyorum. Kapatalım konuyu.
-Bencede. Dedim ve yatağa oturdum. James’te benimle birlikte oturdu ve ;
-Ne istediğimi biliyorsun.
-Evet, biliyorum.
-O zaman?
-Ders çalışmalıyım.
Dedim ve yanından kalkıp Amaryl'i aradım ve çalışmam gereken konuları, ödevleri alıp kitaplarımı çıkarttım ve yatak odasına gidip yatağa oturdum ve ilk önce matematik kitabını açtım.
James'se sürekli ofluyordu.
Ama yapamazdım.
Bir süre çalışmadığım için James'e seslendim ve:
-Yardım eder misin? Dedim.
-Tamam. Dedi ve yanıma oturup konuyu bana anlattı ama sürekli bana bakıyordu.
-Teşekkür ederim. Dedim ve gülümsedim.
-Önemli değil. Dedi ciddi bir şekilde.
Çalışıp matematik ödevlerimi yaptım ve sonra diğer bir derse geçtim bu en iyi olduğum ders olduğu için hiç zorlanmadım.
James hala yanımda oturuyordu ve gözü sürekli bendeydi.
Sonra yoruldum ve dinlenmek için kitapları yere atıp başımı yastığa koydum.
James'te aynısını yaptı ve birbirimize döndük.
-Derslerine çok önem veriyorsun. Dedi James.
-Evet. Ben seviyorum ders yapmayı. Her şeyden çok .
-Benden bile mi?
-James-
-Lütfen. Neden benimle bir arkadaş gibi konuşuyorsun?
-Sessiz olur musun? Uyumalıyım.
-Ama benim canım sıkılıyor.
-O zaman sende uyu James.
-Ben uyumak istemiyorum. Sende uyuma. Ve birlikte bir şeyler yapalım.
-James bir şeylerden kastettiğini biliyorum. Eğer benden sıkıldıysan bir kız bulabilirsin.
-Rachel Saçmalama! Diye bağırdı James.
-James beni korkutuyorsun...
-Özür dilerim Dedi ve Bana birden sokuldu çok çabuk oldu ve bende bir an önce sona erdirmeye çalıştım.
Yüzümü ters yana çevirdim ve:
-James! En küçük fırsatta bunu yapman seni Drake'ten daha kötü yapıyor dedim.
Buna alınmış olmalı ki odamdan çabucak çıktı.
Kafamdan ilk geçen şey Drake in bu konuda bana biraz da olsa -çook az da olsa- kibar davrandığıydı.
Sonra bir an evvel kafamdan bu düşünceyi attım
Gecem ödevler, dersler, Angelic, Buffy ve Drake'le geçti. Nasılsa aklımdan çıkmıyordu ve bu etki altında falan olduğum için değildi. Sadece benden dolayıydı.
Ne zaman uyumama az kalsa hayvanlardan bir ses geliyordu.
Bu seferki ses bir devrilme sesiydi.
Koşarak sesin geldiği yere gittim.
Buffy kocaman bir vazo devirmişti.
Lanet olsun...
Vazoyu -kırık vazoyu- bir torbaya topladıktan sonra yorgunlukla dizlerimin üstüne çömeldim.
İçimdeki tüm kötü yorgunluk, dağınıklık ve Drake'e duyduğum ilgi hislerini boşaltmak için ağlamaya başladım.
Hıçkırarak… ve durmaya hiç niyetim yoktu ağladım… ağladım… ağladım…
Gözlerimi silerken -eminim mosmor olmuşlardır- omzumda bir el hissetim.
-Burada tam bir buçuk saat boyunca ağladığının farkında mısın?
Bu James'ti. Yüzünde çok pişmanım demek isteyen bir gülümseme vardı.
-Farkında değilim. Rahatsız ettiğim için özür dilerim.
-Ev sahibi geldi ve ne olduğunu sordu.
-Ne? Aman tanrım. Daha ilk günden .
-Ona düştüğünü söyledim.
-Neyse.Yarın ondan özür dilerim.
-Gerçekten çok özür diliyorsun. Daha bir dakika bile olmadı özür dileyeli.
-Farkında değilim.
-Ne için ağlıyorsun?
-Vazo kırıldı.
-Sadece bunun için mi?
-Şey..nhayır.
Ona Drake'e ilgi duyduğumu bu yüzden ağladığımı söyleyemezdim.
-Peki Neden? Dedi ve yanıma oturdu.
-Hayat çok zor. Mutlu olmak istiyorum. Normal yaşamak. Ama olmuyor. Keşke annem ve babam yanımda olsaydı.
Şuan onlarla birlikte tatilimizi yapmış ve evimize dönmüş olurduk.
-Ailen için üzgünüm. Ama onlar senin mutluluğunu istiyorlar bence. Biraz mutlu olmaya çalış. Onları ağlatmak istemezsin değil mi?
-Hayır tabiki. Dedim ve gözyaşlarımı silip James'e sarıldım.
-Teşekkür ederim. Çok iyisin.
-Bir vampirin olabileceği kadar işte. Dedi ve gülüp oda bana sarıldı.
- Sana söylediklerim için üzgünüm. Sen haklısın. Ben çok çok kötü bir sevgiliyim. Bence beni bırakmalısın.
-Ah hayır sen kötü bir sevgili değilsin. Ve seni asla bırakmam Rach.
James benden biraz uzaklaştı ve yavaşça beni öptü.
Bende onu öptüm.
Kesin şuan içinden ''sonunda'' diyordu.
Benimse gülesim gelmişti. Ama bu romantik anın içine etmekten korkuyordum.Sonunda sıkılıp onu ittim. Zaten iyice oyuncak olmuştum…Bir Drake’le…Bir James’le…Ne olmuştum ben böyle?
-Tamam. Ben burayı toplayayım.
-Şey...Bencede. Dedi ve ikimizde kahkaha atmaya başladık.
Bu James'le geçirdiğimiz en güzel anlardı sanırım.
Ben vazo kırıklarını çöpe attıktan sonra James’ in hayvanlarla ilgilendiğini gördüm Buffy'yi yastığının üzerine koymuştu Angelic'ide kafesine.
Ortalığı biraz toparladıktan sonra Jamesin yanına gittim ve ona sarıldım bunun ihtiyacını hissetmiştim. Artık o benim tek ailemdi.
Kollarının arasında uzun süre kaldım. Rahatlamış hissediyordum
Onun bana karşı yumuşadığını hissediyordum.
Onunla Drake’ten kaçmıştım ama hala Drake'i düşünüyordum. Bu kesinlikle kaltaklıktı. Bir insan acaba iki kişiyi aynı anda sevebilir miydi ?
James'in kollları arasında odadaki koltuğa çöktüm hala onu kolları arasındaydım ve bu beni uyayabileceğim kadar rahatlatıyordu. Gözlerim yavaşça kapandı…
Sabah uyandığımda kendi yatağımdaydım ve beni kurduğum saat uyandırıryordu.
Yanıma aldığım giyslerden şık olan püsküllü bir tişörtü ve kısa bir jean eteği giymiştim.
Kendime biraz özen göstermeliydim.
İlk olarak Angelic'i sahibine bırakacak sonrada okula gidecektim.
Derslere girmek için heyecanlanıyordum. Ayrıca Pearl'üde görecektim.
Bunun için hem korkuyordum hemde endişeleniyordum.
Saçlarımı salıp taradım ve spreyledim.
Acaba James okula gitmişmiydi?
Sonra biri kapımı çaldı. Demekki James gitmemişti.
-Gir. Dedim
James içeri girdi ve bana bakmaya başladı.
-Aman tanrım! Çok güzelsin!
-Teşekkür ederim. Kendime biraz özen göstermem gerek. Dedim ve gülümsedim.
-Bugün herkesin gözü senin üzerinde olacak. Seni gözetlemeliyim Dedi ve güldü.
-O kadar da değil. Dedim ve kahkaha attım.
-Beraber çıkalım istersen?
-Tamam olabilir. Dedim ve çantamı aldıktan sonra James ile birlikte arabaya bindik ve okula gittik.
-Şey.n.James. Beni okulun yakınında bir yerde bırak. Beraber geldiğimizi görürlerse-
-Tamam. Dedi ve arabayı sürmeye devam etti.
Sonra okula yakın olan bir yerde beni bıraktı ve bende ordan kendim okula gittim.

Okula girdim ve dolabıma doğru ilerledim.
Ilk ders Fizikti.
Kitaplarımı ve defterimi aldım ve dolabımı kapattım.
Kapatır kapatmaz VooDoo'ların yüzleriyle karşılaştım. İlk günden hemen benim peşimde bitmişlerdi.
-Merhaba Rach. Seni çoook özledik. Değil mi kızlar?
Kızlar evet anlamında başlarını salladılar.
-Ne istiyorsunuz?
-Hiç. Sadece Bay James galiba size ev ödevi falan vermek istiyor. Gözünü sizden ayırmıyor da...
Arkamı dönünce James'in gözleriyle karşılaştım. Hem Bay Green ile konuşuyor hemde bana bakıyordu.
Ona okulda olduğumuzu hatırlatmak isterdim ama mümkün değildi çünkü etrafımızda bir sürü insan vardı.
-Saçmalamayın! O benim öğretmenim!
-Sadece söylüyoruz. Bize böyle bakıyor olsaydı birkaç gecede onu sahiplenirdik Rachel Dedi. Ve başımdan ayrıldılar. Eğer olay çıkartmaktan korkmuyor olsaydım kafalarında fizik kitabı parçalayabilirdim!
Yavaşça arkamı tekrar döndüm ve James'in hala bana baktığını gördüm.
Ahh Tanrım! Başıma bela açacaktı.
Ben sınıfa giderken James'de konuşmayı bırakıp pesimden yavaş yavaş yürümeye başladı.
Sabah ciddiydi sanırım.
Fazlasıyla ciddi.
Sonra karşıdan gelen hiç konuşmadığım yakışıklı bir çocuk ;
-Selam bebek. Dedi ve sırıttı
-Selam. Dedim.
James'in şuan sinirden çatladığını hissedebiliyordum.
-Adını öğrenebilir miyim?
-Rachel. Senin ki?
-Ryan.
-Hm. dedim gülümseyerek.
-Şey...Benimle baloya gelir misin? Dedi gülerek ve başını eğerek.
-Ben...Tamam. Dedim gülümseyerek.
-Tamam. Kantinde görüşürüz Rachel.
-Bay.
Dedim ve sınıfa gittim.James hala peşimden geliyordu.
Sınıfa girmek sanırım ondan tek kurtuluş yolumdu ve zatende sınıfa girecektim.
Sınıfa girdim herkes içerdeydi ama Pearl yoktu.
Avcılığa başladığından beri okula gelmiyordu galiba.
Fizik öğretmeni sınıfa girdi
Derste maske kullanarak zor bir kaç karışım yaptık.
Zor dediğimde voodooların beceremiyeceği kadar.
Yaptıkları karışım suratlarında patlamıştı ve verdikleri bol bağırışlı tepki öğretmenin dahi gülmesine neden olmuştu. Bunun hemen ardından öğretmen eğer maske olmasaydı yüzlerinn maaf olcağını bu yüzden ders boyu bu maskeleri olablecek kazalara karşı çıkarmamamız gerektiğini söyledi.
Ders bitti ve teneffüs zili!
Kantine gittim ve James'i orda buldum. Aynı zamanda Ryan'ıda.
Yanına oturdum hemen sevinçle;
-Tekrar selam. Ders nasıl gitti?
-Güzeldi. VooDoo'lar kadar güzel ve komik olmasa da Dedim ve güldüm.
-Sen VooDoo'lardan çok daha güzelsin. Dedi.
-Teşekkür ederim. Dedim.
-Onlar tam bir gerizekalı. Dedi ve kahkaha attı.
Sadece gülümsedim…
James'in gözlerini üzerimde hissedebiliyordum.
-Şey... Buluşabilir miyiz?
-Olabilir. Nerede?
-Bize gelebilirsin. Dedi.
-Şey ben-
-Sana bir şey yapmayacağım. Kolana ilaçta atmayacağım. Dedi ve güldü
-İyi. Peki. Ne zaman? Dedim
-Yarın okul öğleye kadar. Yani öğleden sonra.
-Peki. Yarın görüşürüz Ryan. Diyip aceleyle masadan kalktım. Ben kalkarken kollarıyla zafer işareti yaptı.
James'in halini düşünemiyordum. Ama hep evde kalamazdım ya?
Derse girmeden önce okulun deposuna indim. Çünkü biri bana ceza aldığımı ve depoyu temizlemem gerektiğini söylemişti.
Ne cezasıysa.
Depoya indiğim anda James önümde bitiverdi.
-Burada ne arıyorsun? Dedim
-Konuşmalıyız.
-Neden?
-Çünkü bugün hiç konusmadığın bir erkeğin Balo teklifini kabul ettin ve yarın onun evine gidiyorsun.
-Bunu mu dert ediyorsun? Sadece arkadaşça.
-Seninle arkadaş olmak istemiyor rachel. Daha fazla şey istiyor. Anlamadın mı?
-Üzgünüm ama arkadaşa ihtiyacım var.
-Rachel. Lütfen. Ciddi ol.
-Asıl sen ciddi ol. Herkes bana baktığını gördü.
-Seni seviyorum ve korumak istiyorum!
Parçalar tek tek oturmuştu. Ceza aldığım falan yoktu sadece james benimle konuşabilmek için bunu uydurmuştu.
-Teşekkürler, beni sevdiğini bana sahte ceza verip yüreğimi hoplatarak mı yapıyorsun? Senin yüzünden dersi kaçırdım ve şimdi asla bir yüzsüz gibi gidip o derse giremem!
-Beni dersler kadar bile umursamıyorsun.
-Öyle mi? Peki dün akşam senin kollarının arasındaki de ben değildim?
-Sendin ve bence yarında o çocuğun kolları arasında olacaksın!
Gözümden yaşlar süzülmüştü. Depo'dan çabucak çıktım.
Ve tuvalete gittim. Dersim James sayesinde güme gitmişti. Fahişe yerine koyulmuştum -James tarafından- . Lanet olsun dersin kalan 30 dakikasını ağlayarak geçirmeyi planlıyordum ama sonra açıklama yapmamak için kendimi tuttum ve zil çalana kadar tuvalette vakit geçirdim (!) .
Zil çaldığında tuvaletten çıktım geriye iki ders kalmıştı. Dayanmalıydım.
Sınıfa gittiğimde James'i duvarı yumruklarken buldum ve sınıftan çıkacakken James hızlıca kolumdan tutup beni içeri soktu ve yine kapıyı kilitledi.
Aynı şeyler. Aynı kavgalar. Bıkmıştım!
-Seni seviyorum Rachel ! Neden anlamıyorsun? Beni bu şekilde mi öldürmeye çalışıyorsun!
-Çok büyütüyorsun. Benim arkadaşım olamazmı yani?
-''Arkadaşın'' olabilir. Ama-
-Bana güvenmiyor musun?
-Her zaman senin yanında olamam. Mesela o çocuğun evindeyken.
-Onlara güvenmiyorsun yani. Ben kendimi koruyabilecek yaştayım James!
-Sen öyle san. Dedi ve dibime geldi
-Öyle sandığım falan yok. Gerçek bu. Bunu anlamalısın!
-Anlamak falan istemiyorum! Benim yerimde başka biri olsaydı şuan seni…ah her neyse.
-Bana hiçbir şey yapamazlar.
-Rachel beni üzme artık lütfen.
-Bana az önce fahişe demeye çalıştın!
-Hayır...
Seni çok seviyorum. Çok. Dedi ve bana sarıldı.
-James... Bana güven tamam mı?
-Tamam, ama sende abartma. Dedi ve benden yavaşça ayrılıp güldü.
- Kavga bile edemiyoruz. Diyerek sırıttım.
-Sana kıyamıyorum ki.
-Neyse artık aç kapıyı.
-Peki.
*
Sonraki iki ders çok sıkıcıydı. Ben sürekli Drake'i düşündüm.
Sanırım hem James'i hemde Drake'i seviyordum yoksa etki altında olmadan onu bu kadar düşünmezdim
Okul çıkışında kimse James ile olduğumu anlamasın diye taksiye bindim ve eve gittim.
James zaten benden önce evde bitiyordu.

Eve gelmeden önce ilk maaşımı ve Angelic'i almıştım yoksa taksiye binemezdim. Angelic'i besledikten sonra ödevlere koyuldum bu akşam normal geçecek gibiydi...

PEARL
Pearl ukala vampirin çağırması üzerine avcılık eşyalarını alıp en rahat giysilerini giyip yola koyulmuştu . Bu akşam onun için çok eğlenceli olacaktı.
Vampir onunla Bellis Ormanında buluşacağını söylemişti ve oraya doğru gidiyordu.
Ormana yaklaştıkça beyninin içinde vampiri hissetmeye başlamıştı. Vampir çok heyecanlı görünüyordu Pearl'e görede öyle olmalıydı çünkü Pearl'de onun için birşey vardı....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

W3C Validations

Cum sociis natoque penatibus et magnis dis parturient montes, nascetur ridiculus mus. Morbi dapibus dolor sit amet metus suscipit iaculis. Quisque at nulla eu elit adipiscing tempor.

Usage Policies