this site the web

27 Ocak 2012 Cuma

13.Bölüm


*
Orman çam ağaçlarının kokusuyla kaplıydı. Cırcır böcekleri sanki şarkı söylüyor gibiydiler. Belediyenin koyduğu ağaçların içindeki solu kırmızı ışıklar ortamı ilgi çekici bir hale getiriyordu.
Burada bu gece bir yaşayan ölüyü katledecekti Pearl.
Bu iş çok kolay olmayacaktı ve bu işin altından kalkabilmek için 2 gündür bir cadıyla kontak halindeydi.
Kadın ona bir vampirin onu fark edememesini sağlayacak bir kolye vermişti. Bu kolyeyi Pearl taktığı sürece vampirler onu görebilirdi ama orada olduğunu zihinsel olarak anlayamazdı.
Pearl'ün işini bozanda zihinsel işlerdi. Bunuda boynundaki kristalle çözmüştü.
Pearl'ün hedefiyle arasında üç buçuk metre fark vardı.
Pearl kamuflaj için tam yanınfa duran ağacın arkasında durdu ve yerdeki çamurla yüzünü ve saçlarını kapladı.
Rachel onu bu halde görse ölebilirdi. Üzüntüden...
Pearl çeviklikle ağaca tırmandı.
Bunun içinde hazırlıklıydı ve gece görüşü gözlüklerini taktı artık zihnine ihtiyacı yoktu sadece keskin gözler ve iyi odaklanması gerekliydi.
Zihinsel analizlerinde vampirin çok güçlü olduğunu anlamıştı.
Yanında kazıkları fırlatan bir alet vardı.Ve o Bu nedenle orta güçte silahını kullanacaktı. Yanındaki Mine özlü tahta kazığı silahına yerleştirdi.
Hedefini aldı ve kendini rahatlatmaya çalıştı bu işi yaparken panik oluyordu.
İdmanlı olmak için bir kaç hayvan üzerinde bunu denemişti.
Artık zamanıydı. Vampir Hareketlenmeden hemen önce silahı kullandı ve tam isabet !
Görev tamamlanmıştı.
Vampir acıyla yere yığıldı muhtemelen 5 dakika sonra ölürdü.
Pearl gümbürtülü bir şekilde ağaçtan atladı ve:
-Asla düşmanla işbirliği yapma vampir. Gerçi birdaha yapma şansın olmayacak ... Neyse hoşçakal, Drake.
Vampir cevap veremeyecek kadar aciz durum daydı ne yazık.
Şimdi Pearl bunu Rachel'a müjdelemeliydi.
Hemen Rachel'ı aradım bir çalışta açtı.
-Alo Pearl?
-Rachel. Senin evcilik oynadığın vampiri öldürdüm. Sıra sevgilinde tatlım. Bellis ormanındayız.
-Ne?! Kahretsin Pearl! Dedi ve telefonu kapattı Rachel.
Eminim ki şuan buraya geliyordu
Zaten Bellis ormanı onlara daha yakındı.
*
Bir kaç dakika sonra hızlı nefes alışlar ve ayak sesleri duydum işte benim arkadaşım gelmişti.
-Rachel! Buradayım! Diye bağırdım.
Sesimi duymuş olmalı ki hemen geldi ve yüzüme bile bakmadan Drake’in yanına koştu.
-Drake! Uyan lütfen! Drake!!!
-O öldü Rachel. Dedi ve kahkaha attı Pearl. Kahkahası ormanda yankılanmıştı.
Sonra Rachel bir çalı parçasıyla bileğini kesti ve akan kanı Drake'in ağzına doğru tuttu.
Drake zor nefes alıyordu.
-Hey ona kanından mı vereceksin?
-Evet. Onun ölmesine izin veremem Dedi Rachel.
Birkaç dakika sonra Drake Rachel'ın bileğini elleriyle tutup daha sıkı emmeye başladı.
-Rachel bunu yapma! O seni öldürmek istiyor! Diye haykırdı Pearl.
-Bunu yapmamalıydın Pearl. Dedi Rachel.
*
Drake kendine gelmişti ama Rachel’ın kollarını bırakmıyordu.
-Drake ! Diye yüksek sesle haykırdı Rachel ve Drake yerinden kalkıp hızlı bir hareketle etrafı seyreden Pearl'ün boğazını sıktı ve tabancasını kırdı.
-Drake!Onu öldürme lütfen! Sana yalvarıyorum lütfen!
-Bunu yapıp yapmamak konusunda tereddür ediyorum dedi ve Pearl’ün boğazını daha da sıktı. Pearl elleriyle ağacı tırmalıyordu. –Benim için…Dedi Rachel derin bir nefes alarak.
Drake ellerini gevşettti ve sonra Pearl’ü yere fırlattı.
-Bu kadar güç harcamamalıydın. Kazık hala kalbinde. Dedi Rachel ve Drake’e koşup sarıldı.
*
Drake kalbine saplanmış olan kazığı kendi elleriyle çıkarttı. Bunu yaparken sadece yüzü buruştu sanırım bana ben hala ölmedim mesajı veriyordu.
James'in evine kadar ona destek olup yürümesine yardım edecektim.
Yolun çeyreğini gitmiş gibiydik. O susmayan Drake ağzını açmadı bile. Rachel yol boyunca konuşmasını bekledi ama o masum bir şekilde yürümeye çalılşıyor ve Rachel'ın gözlerinin içine bakıyordu.
-Rachel… Dedi ve bunun ardından öksürdü.
-Shhh... sessiz ol... Dedim.
-Bunu söylemek istiyorum Dedi.
Başına gelen olay sesinin hırıltılı çıkmasına neden oluyordu. Adam kalbine kazık yemişti hemde benim en kadim dostumdan.
-Pearl'le anlaşmıştım... Rachel.n. James'i öldürsün... Diye.. ama o beni...
Rachel bir an donakaldı ama Drake ondan uzun ve cüsseliydi onu eve kadar taşımak zorundaydı.Sağır rolünü oynadı...Rachel yorulmaya başladı.
***
Birazcık daha yol ve sonunda eve gelmişlerdi.
Eve girdiğinde Rachel şaşırdı. Rachel bir yandan Drake'i yatağına taşıdı bir yandanda dağınıklıktan mahfolmuş eve baktı. Bu dağınıklık kasıtlı yapılmıştı.
Drake acılar içinde yatağına yattı.
Üzerindeki Beyaz tişört kızmıya dönüşmüştü.
Drake'in tişörtünü zorlukla çıkarttım.
Evet yakışıklıydı ve ben ondan çok hoşlanıyordum.
-Drake. İyi misin?
-Kazık yemiş bir vampir olarak nasıl olabilirim tatlım? Dedi gülümsemeye çalışarak
-Doğru.Tabi. Dedim.
Ve uzun bi sessizlikten sonra Drake cevap verdi;
-Beni kurtardıgın için teşekkür ederim. Onca nefret dolu sözlerden sonra...
-Drake ben...senden hoşlandığım doğru.
-Ama sen James'le sevgilisin. Bu arada James sen evden çıkarken bir şey demedi mi?
-Dedi ama dinlemedim.
-Benim için mi?
-Evet. dedim ve Drake'in saçlarını okşadım.
-Keşke seni ilk ben görseydim. Dedi ve güldü
-O zaman her şeyi unutalım. Ben seni kurtarmış bir kız olayım. Olur mu?
-Her şeyi unutursak seni öptüğüm zamanları...Seninle konuştugum her şeyi...unuturum. Buna katlanamam. O...son öpücüktü.
-Hayır değildi.
-Anlamadım?
-Boşver. Bunu sonra konuşuruz.
-Ben… önceden senin kanını istiyordum...ama şimdi seni istiyorum. Kanını değil.
-Önceden de seni istiyorum demiştin ama.
-Yalandı. Ama şimdi gerçek. İlk defa doğruları söylüyorum
-Tamam,ben gitmeliyim.
-Rachel...gitme. Lütfen benimle kal.
-Ona baktım ve ;
-Tamam Dedim.
Sonra eskisi gibi gülümsemeye başladı.
-Benimle uyur musun?
-Drake ...
-Lütfen. Bu halimle sana yalvarmamı mı istiyorsun?
-Halinde hiçbir şey yok yakışıklı vampir. Ama tamam. kabul.
Dedim ve onun yanına yattım.
*
Sabah kalktığımda hala Drake'leydim.
Uzun ve bolca maceralı bir gecenin yorgunluğuyla bir zombi kadar yavaş mutfağa gittim ve sıradan bir kahvaltı hazırladım.
James acaba ne yapıyordu ? Onu düşününce bile tüylerim ürperiyordu ...

Drake sanırım biraz sonra uyanırdı.
Onun çabuk iyileşeceğini düşünüyordu. Öyle olmalıydı.
Çünkü onu o halde görmeye dayanamıyordum.
10 dakika sonra Drake uyandı.
Yürümekte zorlanıyordu. Ne kadar garipti. Söz konusu kişi Drake'ti . Çözemediğim, durduramadığım Drake, güçlü Drake... Ben onu şu an sadece yaralı bir ejderha gibi görüyordum. Güçlüydü ama kullanamayacak durumdaydı o gücü.
Kahvaltı masasına oturmasına yardım ettim.
O gelene kadar hiçbir yiyeceğe dokunmamıştım.
Onunla beraber yemeğe başlamıştım.
İki lokmada bir bana bakıp gülümsüyordu. Nerdeyse ağlayacak gibiydim. Onu böyle görmek beni öldürüyordu . Eski muzur halini tercih ederdim.
-Nasılsın? Dedim ve gülümsemeye çalıştım.
-Yaralı Ejdarha …Dedi ve güldü.
-Yani artık aklımı okuyabiliyorsun?
-Ah.Evet. dedi ve gülümsedi
-O zaman biraz daha iyisin. Dedim ve bu sefer tam güldüm.
-Eh sayılır.
-Umarım bir an önce eskisi gibi olursun. Dedim ve suratımı astım.
-Bakıcılığımı hep sen yapacaksan iyiyim bile. Dedi ve güldü.
-Neden olmasın. Dedim ve gülümsedim.
-James'in kokusunu alıyorum. Sanırım kapının önünde ve zili çalacak Dedi.
-Sen açabilir misin Drake Dedim ve dudaklarımı kemirmeye başladım bu benim korkudan ölebileceğim anlamındaydı.
-Bu kadar korkma ben yaralı bir vampirim ama seni koruyabilirim..
Dedi ve güldü.
Drake'in kapıyı açması uzun sürdü.
-Merhaba James'ciğim hoş geldin sanırım hasta ziyaretime geldin ...
-Rachel nerede?
-Bu aralar kibarlık sınırını bayağı bi aşmışsın. Dedi ve kınarcasına James'e baktı. Kıkırdamamak için ağzımı kapattım.
Bu halde bile bu şakaları yapması beni bitiriyordu.
-Çekil yolumdan şakacı çocuk yoksa zor kullanırım!
James içimdeki tüm neşeyi vakumlayıp çöp tenekesine boşaltmıştı.
Bu kadar kabadayılığa katlanamadım ve:
-Hey !James !Beni mi aramıştın?Burdayım !
-James Drake'in kapıda duran kolunu itip içeri girdi ve ;
-Hey. Sen burada ne yapıyorsun?
- Kahvaltı.
-Rach! Bilmemezlikten gelme.
-Hiçbir şeyi bilmemezlikten gelmiyorum. Drake'in yanına gelmem yasak değil sonuçta.
-2 gün önceki nefret nasıl böyle bir şeye dönüştü?
-Seni ilgilendirmiyor. Arkadaşına sahip çıksaydın neler olduğunu bilirdin.
-Ahh Ne olmuş ki?
-Arkadaşım vampir avcısı Pearl Drake'i öldürmeye çalıştı.
-Öldürse ne güzel olurdu.
-Ona kanımdan verdim.
-Ne? Dedi James.
-Aynen öyle yaptım. Ona -kanımdan - verdim !
Kelimeleri tek tek söylemiştim.
Ama James bundan çok hoşlanmış olmamalı ki keskin vampir dişlerini gördüm.
Drake olması gerekenden fazla bir hızla aramıza girdi.
-Lütfen, James. Evimden çık. Ve yeni evine git. Ama biraz yalnız kalacaksın çünkü Rachel gelmiyor . Değil mi Rachel ?
-Evet dedim kararlı bir ses tonuyla.
James Drake'in arkasında dururken bana doğru saldırmaya çalıştı ama Drake bu konumda bile ondan daha iyiydi ve onu evin kapısına doğru fırlattı .
Kapı paramparça olmuştu.
-Rachel sence kapısız kaç gün idare edebiliriz ?
-Ah Tanrım... Dedim ve gülmeye başladım.
James yerden doğruldu ve tehditkar bakışlar ve sivri parlak dişlerle :
-Artık hiçbir şeyi elimden almana izin vermeyeceğim.
-Baksana Drake daha başımızdan çok şey geçecek. Bence kapı böyle kalsın çünkü elli kez falan yeniden yaptırmak zorunda kalabiliriz diyerek kendimi koltuğa attım.
-Görüşürüz Rachel.Dedi James ve kırık kapıdan çıkıp gitti.
Drake yanıma gelip oturdu ve ;
- Sevgilinden nefret ediyorum.
-Onunla ayrılmayı düşünüyorum.
-Gerçekten mi?
-Yalan mı sence?
-Bilmem. Yalan mı?
-Drake. Bana soruyla cevap verme ve yalan değil.
-Özür dilerim. Dedi ve gülümsedi
-Taam her neyse ben masayı toplayayım. Dedim ve kalkıyordum ki Drake bileğimi tuttu.
Acaba ona çok mu yüz veriyordum. Çünkü bu Drake'ti.
Ama ondan hoşlanıyordum ve o aklımdan çıkmıyordu,onunlayken James ile birlikte olduğumdan daha çok heycanlanıyordum ve gülümsüyordum.
Sonra Drake'in konuşmasını duydum ve beni oturtmuştu bile.
-Onu benim için mi bırakıyorsun Rachel ? Dedi Drake.
Zor sorular sormakta üstüne yoktu hani...
Gerçekleri söyleyecektim:
-Evet, öyle galiba.
-Neden ?
-Neden mi ?
-Mutlu görünüyordunuz hatta ben en son o mutluluğunuzun
çukurunu kazmaya çalışırken kazıklanmıştım ya Dedi ve güldü.
-Hayır. Açıkçası James rahatsız ediciydi. En küçük fırsatta bana asılıyordu ayrıca beni durmadan takip ediyordu gibi gibi...
Bunları bir solukta söyledikten sonra acaba söyleyerek iyi mi yaptım dedim ?
-Peki bende ne buluyorsun ?
Bu sohbete başlamıştım ve yalan söylemeden bitirmeye kararıydım.
-Komiksin, gıcık olabiliyorsun ama bazen bu bana tatlı geliyor dikkatini çekerim bazen, senden hoşlanıyorum. Kimse şimdiye kadar aşkı tarif edememiş benden bunu isteme.
-Keşke birisi bunları kanıt olarak videoya çekseydi de ne söylediğinin farkına varsaydın Rachel bunları senden duyuyorum !
-Peki sen bende ne buluyorsun şakacı vampir dedim ? Ve cevabı heyecanla beklemeye başladım.
-Birincisi....Zor olman. Önceden dedigim gibi. Sonra,çok çekici ve güzelsin. Hazır cevapsın. Sinirlisin. Bazen benim gibi gıcıksın.. Dedi ve güldü
-Öyle mi? Dedim ve gülümsedim.
-Vee...çok güzel öpüyorsun Deyip kahkaha attı.
-Drake! Dedim ve ona bir yastık fırlattım.
Yastığı hızlıca tuttu ve bana geri fırlattı.
Sonra cesaretimi topladım ve birbirimize yastık fırlatmaya devam ederken ;
-Sende çok güzel öpüyorsun. dedim.
bana atacağı yastığı bıraktı ve ;
-O zaman bunu bir öpücükle kutlayalım. dedi.
-Drake! Şakaydı. dedim ve son yastığı fırlatıp masayı toplamaya gittim ve susacak hali yoktu oda peşimden geldi.
Masayı toplarken hep peşimdeydi.
-James gibi olmaya başladın Drake. Dedim ve ona ciddi bir bakış gönerdim.
ardından ikimizde gülmekten kırıldık.
-James'le beraberken komedi anlayışını geliştirmişsin Dedi. Ve ben mutfağa yönelip bulaşık makinesinin kapağını açtığım da oda bana bir tabak verdi.
-Cidden mi ? Teşekkürler. Dedim ve güldüm
-Bu arada Drake benden söylemesi çabukiyileş çünkü James'in gözü döndü ve hala öğretmenim.
-Pekala Hemşire bana yardımcı olursanız sizin şovalyeniz bile olabilirim. Ne dersin ben de mi acaba sizin okulda öğretmen olsam ?
-HAYIR ! bunu öyle söylemiştim ki Drake omuzlarını silkti ve :
-Pekala senin gazabına uğramaktansa cahil kalırım daha iyi.
-Keşke James okuldan atılsa.
-Kötü kız. Dedi ve bana güldü Drake.
-Tabii. Kötü kız ha ? Sadece beni azarlamak için cezalı olduğumu uydurdu ve beni depoya yollattı.
-James'tede birkaç numara varmış desene.
-Drake... Dedim.
-Sustum .
-Sus demedim. Neyse konuşmak istemiyorsan konuşma.
Sonra saate baktım ve;
-Ryan!
-Ne? Dedi.
-Şey bir arkadaşım. Evine gidecektim.
-Hıım.
-İşte James bunun yüzünden tüm gün beni rahat bırakmadı.
-Aslında haklı.
-Ne?
-Sonuçta güzel bir kızsın.
-Drake. Neden James'e benzemeye çalışıyorsun? Kendin ol. Drake ol.
-Doğru. Unuttum bir an kendimi. Dedi ve güldü
-Neyse ben giyinmeye çıkıyorum. Akşam gelirim.
Drake tekrar kolumu tuttu ve ;
-Kendim olmam gittiğine izin verdiğim anlamına gelmez.
-Siz vampirler çok ilkelsiniz Dedim ve gözlerimi devirdim.
-Doğru 150 sene önce bir kız ya da erkek bin kişiyle çıkamazdı.
Bir tane gerçek aşk olurdu ve ölüme kadar bu giderdi.
-Çok romantik ama Ryan'la sevgili olma gibi bir niyetim yok.
-Ama onun olabilir Dedi ve tek kaşını kaldır Drake.
-Ahh yapma Drake. Bir vampirle yaşamak ya da onu sevmek için asosyal mi olmak gerek ?
-Bak ne diyeceğim. Sen başkalarına bakamayasın başkalarıda sana yaklaşamasın diye sizin okula öğrenci olarak kaydolmaya karar verdim .
-Öldür beni daha iyi.
-Daha bunun için çok erken hem belli mi olur belki senide vampir yaparım ve sonsuza dek mutlu yaşarız.
-Drake, gevezesin biliyorsun değil mi ?
Evet manasında başını salladı.
-Ben gidiyorum.
-Hayır. Gidemezsin.
-Giderim. Kimseden izin almama gere yok.
-Hayır var. Daha 18 yaşına bile girmedin.
-Nerden biliyorsun bunu?
-Telefonu karıştırdım. Dedi ve gıcık bir şekilde güldü.
-Yinede izin alsam bile sizden izin almama gerek yok.
-Rachel. Seni kırmak istemiyorum.
-Ama kırıyorsun. Artık James gibi davranmayı kes. Ciddiyim!
Drake büyük bir hızla iki bileğimden tuttu ve kendine yaklaştırdı.
-Rachel.. Dedi fısıldayarak. Sanki ben başka bir odadayım ve
o benim annem beni çağırıyor gibiydi.
-Efendim, Anneciğiiiim. Dedim.
-Bugün arkadaşlarında sokakta oynamana izin yok .
-Öyle mi ? Sonra ağlarım ama ?
-Ben seni susturmasını bilirim dedi ve bana göz kırptı.
-Madem bu kadar rahatsız etti. İyi gitmiyorum. Rahatla ama az sonra bileklerim mosmor olacak Drake... Bırakırsan ikimiz içinde iyi olur.
-Ahh tabi edi ve beni anlımdan çabucak öperek bıraktı.
-Dua et ki yaralısın yoksa bu bulaşıkların hepsini sana yıkatırdım Drake.
-Beraber ev işi yapmak güzeldir.
-Ama ben onları sadece senin yıkamanı isterdim bende tüm gün boyunca aylak aylak oturabilirdim böylece Dedim.
-Bu gece yıldızları izleyelim.
-Vay canına şimdiye kadar senden duyduğum en ama en akıllıca fikir buydu Drake !
-Bana salak mı demek istiyorsun sen ? Dedi.
-Hayır sadece birazcık delisin Dedim ve güldüm.
-O zaman delilik yapmalıyım Dedi ve bulaşıkları yıkarken oluşan köpüğü boydan boya saçıma sürdü.
-Ahh ! Sen.. Sen !
Birden birkaç gündür ilk defa eğlendiğimi fark ettim.
-Deliliğin şartları. Dedi ve güldü
-Ah neyse bu kadar saçmalık ve delilik yeter. İlk önce duş almalıyım ve sonra bütün gün uyuyacağım.
-Neden?
-Çünkü canım sıkılıyor. Dedim ve mutfaktan çıktım
Drake peşimden gelmeyi bıraktı ve koltuğa oturdu.
*
Gidip bir duş aldım ve saçlarımı köpükten arındırmak biraz vakit aldı. Sonuçta bu bulaşık için olan köpüktü!
Sonunda duştan çıktıktan sonra odama girip yatağıma uzandım ve okuyamadığım kitabımı okumaya başladım
Ama pek uzun sürmedi çünkü Drake odaya daldı.
-Çok çalışkansın sana imreniyorum Rachel.Özellikle beni bu kadar Cahil gördüğün için.
-Okumayı yazmayı biliyorsan cahil değilsindir Drake Hala birşeyler öğrenme şansın var Dedim başımı kitaptan kaldırmadan.
Birden Drake oturduğum koltuğun köşesinde bitti.
-Vampir zımbırtılarını geri kazanmışsın. Dedim.
-Onlara zımbırtı deme yoksa bugün James'in menüsünde olabilirdin. Seni o zımbırtılar kurtardı .
-Pardon. Drake hayatında hiç 10 dakika boyunca sessiz kaldın mı ?
-Sanırım hayır... Neden sordun?
-Belki bu iğneleyici laflarım seni susturur diye.
-Hem akıllı, hemde kızgın.
-Ne istiyorsun ?
-Sadece seni engellemek istiyorum.
-İkinci kez. Şu an Ryan'ın yanında olsam belki daha eğlenceli olurdu.
-Asıl eğlenceyi ben biraz daha iyi olunca gör. Senin için James'le düello yapmayı planlıyorum. Merak etme seni asla kıskanç arkadaşıma kaptırmam.
-Tekrar yaralı ejderha olmanı istemiyorum Drake.
-Tekrar onun olmanı istemiyorum Rachel.
-Onun olmayacağım.Bunun kararını kendim verebilirim. Düelloya falan gerek yok kendini yorma bence.
-Bu benim için bir zevk. Lafı bile olmaz.
-Biraz susmayı denesen de kitabımı okusam?
-Birden niye sıkıcılaştın?
-Hayır. Sadece canım sıkılıyor.
-Dudakların çok güzel.
-Git Drake. Aşağı in yada odana git ve uyu. Bir şey yap ama beni bir saat yalnız bırak
-Hayır olmaz.
-İyi sen konuş bende bu kitabı okumaya devam ederim o zaman.
Kitabı okumaya devam ettim ama Drake'in odanın içinde volta attığını görebiliyordum . Yarım saat boyunca hiç konuşmadı -bu da birşey- .
Sonra Dayanamayıp elimdeki kitabı çekiştirerek aldı . Ahh...
-Hey !
-DNA'nın sırları... Blah… Blah… Çok sıkıcı. Ben sana vampir anatomisini anlatabilirim Rachel .
-Yok ,Kalsın.
Drake odanın perdesini hafif aralayarak baktı ve sonra beni kolumdan çekiştirerek evin bahçesine süreklemeye başladı.
-Nereye ?!
-Gün batımını izleyebilirz daha sonrada yıldızları...
-Off... of...
-Off'ladığına pişman olacaksın.
-Nedenmiş o ?
-Göreceksin.
-Of Drake!
*
Ben oflamaya devam ederken güneşin karşısında duran sallanan koltuğa oturmuştuk bile.
Drake kolunu benim omzuma koydu ve beni kendine yaklaştırdı.
-Ne zamandır bu kadar romantiksin? Ne güzel kitap okuyordum!
-Değişiklik yapmak istedim.
Günbatımı gerçekten harikaydı. Güneş sadece ışıklarından bir kaç ışıncık bırakmış ve bunlar etrafı farklı renkler oluşturarak aydınlatıyordu.
Etraf pembe ve sarı tonlarındaydı.
bu güzel görüntü uykumu getirdi.
Esnemeye başlayınca Drake hemen huysuzlaşmaya başladı.
-Rachel, rahatça uyuyasın diye buraya gelmedik.
-Ya ne için o zaman Dedim ve Drake biraz daha sokularak gözlerimi kapattım.
Zaten uyursam beni ancak dört bir yanıma koyulmuş ultra bass hoparlörler uyandırabilirdi.
Yorgundum. Hemde çoook...
Drake galiba konuşuyordu ama ninni gibi gelmeye başlamıştı tam uyuyacakken bir gece önce James'in kolları arasında olduğuma hatırladım.
James Ryan'ın kollarında olacağımı düşünüyordu ama ben Drake'in kollarındaydım...
-Rachel. Sakın uyuma.
-Off tamam. Dedim ve tekrar esnedim.
-Evet böyle sessizce oturacak mıyız?
-Uykum var. Ben senin gibi yan gelip yatmıyorum daha ders çalışmam gerek.
-Evet zaten dün gece kazık yiyende sendin.
-Çok çabuk iyileştin.
-Çünkü sen vardın
-Yine başladık.
-Bitmemişti ki Rachel.

DRAKE
şuan Rachel kollarımdaydı ve bu çok güzeldi .Yavaş yavaş benim oluyordu.
Sanırım artık James'i sevmiyordu.
Bir düelloya bile gerek kalmamıştı ama o düelloyu yapacaktım ve Rachel’ın benim oldugunu bir şekilde daha gosterecektim
*
-Drake? Orda mısın? Dedim sanırım dalmıştı.
-Ah..evet bir şey düşünüyordum da. Dedi gülümseyerek.
-Sen düşünür müydün?
-Evet. Dedi ve güldü.
Güneş artık batmıştı ve yerini parlak bir karanlığa bırakmıştı,etrafımızı aydınlatan sadece yıldızlardı.
-Kapımız ne olacak? dedim ve güldüm
-Yarın buluruz yada ben yerine takarım sonra yenisini alırız.
-Olabilir.
-Sen konuşmuyorsun, ben ödevleri ve uykusu olan bir öğrenciyim ayrıca manzara ve ortam çok hoş. Az sonra uyabilirim yani...
-Senin velin olsaydım öğretmenlerine sana çok ödev verdikleri için kızardım.
-Bunu lütfen yap Drake. 300 yaşında falan varsındır bu velim olmana yeter değil mi ?
-Sanırsam...
-İyi geceler. Dedim ve esnemeye başladım. Fakar bu gecem uykusu geçecek gibiydi
Çünkü ben ne zaman uykulu olduğumu hissetsem Drake koca çenesini açıp hiç kapatmadan konuşuyordu.
-Biliyor musun Drake ? Konuştukların herneyse bilmiyorum ama uyumamı gerçekten engelleyebiliyorsun.
Tebrikler!
-Teşekkürler. Sana kalsa beraber matematik ödevi yapabiliriz.
-Evet James'le bunu yapmıştık.
-Ovv.. Biliyor musun Rachel onu hatırlatan her şeyi yok etmek isityorum ve onuda.
-Bu çok...çok acımasızca.
-Seni benden önce alması da çok acımasızca.
-Ben sizin malınız degilim beni istediğiniz gibi alamazsınız buna ben karar veririm Drake.
-Kararın ne?
-Hava biraz sıcak mı? Yoksa soğuk mu?
-Konu değiştirmektede başarısızsın.
-Hiç değilse denedim. Dedim ve gülümsedim.
-James tekrar gelirse ne yapacaksın? Ben ne yapacağım?
-Düşünüyorum.
-Bence çabuk düşün. Ben onu pataklayabilirim ama sevgisiyle seni benden alır.
-Ne zamandır bu kadar düşünceli,romantik,uslu ve iyi bir vampir oldun sen? Dedim ve kahkaha attım.
-Sen yaptın bunu bana. Dedi ve güldü.
-Ah...
İçeri girelim mi?
-Ben burda uyuruz diye düşünmüştüm. Ve hava normal. Üşürsen sarılırım. Dedi ve göz kırptı.
Bende gülümsedim ve ; - Benim sıcak köpeğim var ona da sarılabilirim.
-Köpeğinin burda olduğunu sanmıyorum
-Ahh Lanet!
-Önemli değil ben burdayım. Dedi ve güldü.
-Sen onun kadar sıcak değilsin ayrıca onu James'ten almak var...
-Yandık desene.
-Korkak.
-Ben mi ? Eğer korkak olsaydım sen James için yanıp tutuşurken seni elde etmeye çalışmazdım Dedi Drake iddialı bir görünüşle.
Olduğum yerde biraz doğruldum ama Drake'in kolları üzerimdeyken bu biraz zordu tabii ki.
-Merak etme kaçmam. Gidecek yerimde yok. Ayrıca
seni bırakmaya niyetimde yok.
-Buna sevindim.
-İyleşmen ne kadar sürer ?
-O sana bağlı .Dedi ve bana baktı.
-Nasıl yani ?
-Bakıcım sensin eğer bana iyi davranmazsan daha kötü olabilirim.
-Tabii. 7/24 hizmetinizde Rachel.
-Asıl önemli kısım James senin iyleşmeni bekleyecek midir acaba ?
-Rachel sen hayatında hiç rahatlamayı denedin mi ?
-Denemedim çünkü ısrarla bela hep beni buldu.
-Ben seni rahatlatırım Dedi ve Drake bana küçük bir öpücük kondurdu.
-Bu kadar kolay mı yani ?
-Vampir olmasaydım bence sana katlanamazdım Rachel.
-Nedenmiş ?
-Hiçbir şekilde mutlu olmuyorsun. Her şeyden huzursuzsun. Gülümserken bile sanki ağlayacaksın.
-Ben böyleyim üzgünüm. Senin gibi değilim ya da başkaları .
-Doğru. Sen böylesin.
-Uykum geliyor. Çok… Dedim esneyerek.
-Uyuyalım o zaman. Dedi ve güldü
-Beraber mi?
-Ah evet tabiki. Merak etme bir şey yapmam.
-Yapamazsın zaten.
-Bekle de üstümüze bir şeyler alayım. Dedi ve kalktı.
-Peki.
Drake gülümseyerek içeri girdi ve bir kaç dakika sonra elinde 2 yastık bir battaniye ile döndü
Onları yere güzelce koydu ve ;
-Evet. Uyku zamanı.
Güldüm ve yatağın bir tarafına geçtim
Drake'te geldi ve gökyüzünü tekrar incelemeye başladım
Ama Drake susmadı tabiki.
-Biz uyuyacaktık Drake.
-Doğru ya..
-Ya bana masal anlat ya da uyumaya çalış. Vampirler uyuyabilir değil mi ?
-Sıradan olanlar evet ama ben hayır.
-Demek ki vampirlerde hiperaktif olabiliyormuş.
-Sen beni deli diye damgalayıp tımarhaneye göndermeden önce uyusak daha iyi Dedi ve beni kendine doğru çekip gözlerini kapattı.
-Şükürler olsun tanrım !
-Hey!
-Tamam, tamam yeterki sus Drake.
*
Sabah uyandığımda güneş sırıtırcasına her tarafı aydınlatıyordu.
Drake Hala uyuyordu. Garipti ama evet.
Doğrularak onunda uyanmasına neden oldum.
Bu halde bile abana lafını sokuşturmayı başardı.
-Rachel normal bir insan biyolojik saatine göre geç uyanır sen sabahın 5'inde uyanıyorsun.Dedi ve doğruldu.
-Nerden biliyorsun sabahın 5'i olduğunu ?
-Vampir olduğum için olabilir belki… Dedi ve bana komik bir şekilde baktı.
-İyikide erken uyanmışım. Dün akşam senin yüzünden ödevleri tamamlayamadım.
Yastığımı ve Drake'in üzerindeki battaniyeyi çekiştirerek aldım. Battaniyeyi sırf gıcıklık için almıştım. Eve doğru ilerlemeye başladım.
Drake'in söylendiğini duyuyordum.
-Ben bu kızı nerden buldum acaba ?
gibisinden...
-Söylenmeyi kes Drake.Dedim ve içeri girdim
oda peşimden geldi ama içeri girmek yerine bir hareketle kapıyı yerine taktı.
Sonra havalı havalı bakarak içeri girdi.
-Ben odama çıkıyorum. Rahatsız etmezsen memnun olurum.
-Ah tabi. Dedi ve benimle birlikte uykarı çıktıktan sonra kendi odasına girdi
Sürekli emin olduğum bir şey vardı. Drake James'ten kesinlikle on bit kat daha eğlenceliydi. Düşünmeyi bıraktım ve bir şey hatırladım.
Kitaplarım giysilerim her şey diğer evdeydi.
Ah . Çok salağım.
Şimdi ne yapacaktım?
Öğretmenime ;
-Pardon ama ben ödevlerimi kitaplarımı okulda öğretmen olan sevgilimin evinde unuttum sonra da bir vampiri kurtarmak için başka bir eve gittim ve orada kaldım.Mı diyecektim?
Kendimi rahatlatmak için bir çığlık attım ve - Drake! diye bağırdım
Ses gelmeyince odasına gittim ve kapıyı çalmaya zahmet etmeden içeri girdim.
Drake arabalarla ilgili bir dergiyi okuyordu. Vampirlerinde böyle hobileri olması güzel.
-Kitaplarım diğer evde! Diye bağırdım.
Drake bir kahkaha attı ve;
-Bana bu kadar kötü davrandığın için böyle oldu küçük hanım.
-Ha ha ha … Ne kadar da komik.
Siz vampirler beni hayarımı mahvettiniz.
-Ben de mi yani ?
Evet anlamında başımı salladım.
-O zaman sana o sıkıcı okul kitapların olmadan geçirebileceğin uzun bir süre bırakıyorum. Ayrıca benim kitaplarım var -Dedi ve yerde duran çizgi romanı gösterdi.
Bunları okuyup alim olmayı planlıyorum o nedenle beni rahat bırakırsan çok mutlu olurum.
Kapıyı çarparak odadan çıktım.
-Rachel, bir kapıyı daha yerine yeniden monte edemem . Ayrıca bu özel bir odanın kapısı.
Kapıya benim gibi birine göre sert bir tekme attım ve Drake buna da güldü.
-Umrumda değil! Dedim ve odama geri gittim
Böyle bir şekilde okula gidemezdim
Yani tüm gün evde geçecekdi.
Umarum müdür bana kızmazdı çünkü okulu pek önemsemediğimi düşünüyordu.
Bugün okula başlayıp kendime geleceğimi sanıyordu ama kitaplarım olmadıgı için ben okula gidemezdim.
Gidersem daha fena olurdu…Bende yatağa uzandım ve uyumaya çakıştım
Ama bu zordu…
Sürekli hayatımın nereye gittiğini düşünüyordum.Ne yapacaktım?Ya aşk?Aşık James mi Yoksa komik Drake mi?
Okulum...
Ailem....
Her şey zorlaşıyordu.
Sanki hayat pes etmemi istiyordu ama ben etmeyecektim
Annem ve babam için.
Ve James'i mi seçecektim?
Drake mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

W3C Validations

Cum sociis natoque penatibus et magnis dis parturient montes, nascetur ridiculus mus. Morbi dapibus dolor sit amet metus suscipit iaculis. Quisque at nulla eu elit adipiscing tempor.

Usage Policies